1975 senesinde Hawkind’den kovulan Lemmy Kilmister, kendi grubu Bastard’ı kurmak istedi fakat menajeri, grubun bu isimle “Top of The Pops”ta hiçbir zaman yer alamayacağını hatırlatınca grubun adını Motörhead olarak değiştirdi. Grubun ilk kuruluş kadrosu; bas gitar ve vokalde Lemmy, gitarda Larry Wallace ve bateride Lucas Fox şeklindeydi. Grup aynı senenin sonlarına doğru stüdyoya dalarken kadrodaki ilk değişiklik gerçekleşiyor ve Lucas’ın yerine Phil ‘Philty Animal’ Taylor dahil oluyordu..
Motörhead’in o zamanlar bağlı olduğu firma kayıtları beğenmemişti. Bunun üzerine grup ikinci bir gitarist almaya karar verdi ve ‘Fast’ Eddie Clarke gruba kayıtlar süresince dahil oldu. İlginçtir Eddie’nin denenmesi sırasında Larry Wallace odayı terk etti ve bitene kadar da gelmedi.. Nihayetinde Eddie gruba katıldı ve grup ufak ufak ortalığı sallamaya başladı.. Grup albümler yaptı, konserler verdi ve bir menajer edindi..
Grubun ilk albümü “Motörhead” Chiswick etiketiyle 1977’de piyasaya çıktı.. Grubun hayran kitlesinin temelleri atılmış ve git gide büyürken, Motörhead, rock ’n’ roll en sert, en şiddetli nasıl yapılabilirse onu yapıyordu.. Aynı sene grubun menajeri, Chiswick ile anlaşmalarını iptal ederken bir başka menajer de Bronze Records ile anlaşma bağlıyordu.. Grup kendi albümünü yapmadan önce, Damned ile birkaç şarkı kaydettiler (ki bu kayıtların arasında bir Sweet coverı olan ‘Ballroom Blitz” de yer alıyordu..).. Motörhead, yıl sonunda prodüktör Jimmy Miller ile stüdyoya girdi.. Hayat gözlerinde daha bir güzeldi artık..
Ortaya çıkan albüm, “Overkill”, piyasaya düştüğü andan itibaren, gücüyle, tüm listeleri zorladı ve zaman içinde bir klasik halini aldı.. Grup bütün İngiltere’yi, hapishanelere kadar turladıktan sonra bir Finlandiya festivaline katılarak, tabiri caizse, festivali dağıttı.. Grup hiç ara vermeden, yine Jimmy Miller’ı alarak, stüdyoya girdi.. Stüdyo periyodunun ardından ortaya çıkan “Bomber” albümü, “Overkill”den daha yüksek bir ilgi ve beğeniyle karşılandı..
Avrupa turu ve ve bilmem kaçıncı ‘Top of the Pops’ performansının akabinde, prodüktör olarak Vic Maile’yi seçen grup belki de kariyerinin en sağlam stüdyo albümü “Ace of Spades”e imza attı.. Albüm çıkar çıkmaz listelerde 4 numaraya yerleşirken, Philthy’nin İrlanda’lı bir hayranıyla şakalaşırken boynunu kırması şok etkisi yarattı..
Philthy’nin iyileşme sürecinde boş durmak istemeyen Lemmy ve Eddie, Girlschool elemanlarıyla bir araya gelerek ortak bir projeye, “The St. Valentines Day Massacre” adlı EP’ye imza attılar.. EP’de yer alan şarkılardan en çok dikkat çekeni ise “Please Don’t Touch” oldu.. Tekrar bir “Top of The Pops” performansı sergileyen grup Amerika yollarına düşerek, Ozzy Osbourne’nin, Blizzard of Oz turuna katıldı. Grup Amerika’dayken, en iyi albümlerinden biri olan, “Sleep ‘Til Hammersmith” piyasaya çıktı. “Ace of Spades”in başarısını geçen albüm listelerde direk 1 numaraya yerleşti. Motörhead artık tüm dünyada tanınan bir rock yıldızıydı.
1982 senesinin başlamasıyla grup, yeni albümleri Iron Fist için stüdyoya kapandı.. Prodüksiyonu bizzat gruba ait olan bu albüm gayet fazla miktarda kopya satarken grup tekrar yollara düşüyordu. Derken cennette bir sorun çıktı ve ikinci Amerika turnesinde Eddie gruptan ayrıldı.. Eddie’nin yerine gitarist arayan Motörhead fazla zorlanmadan aradığı adamı buldu; Thin Lizzy’de Brian “Robbo” Robertson gruba katılırken grup yeni gitaristiyle Japonya ve Avrupa’yı fethetmeye devam ediyordu..
Grup ertesi sene Robbo ile kaydettikleri tek albüm olan “Another Perfect Day”i kaydetti.. Robbo’nun tuhaf şortları, bale ayakkabıları ve Motörhead’in popüler şarkılarını çalmayı reddetmesi, grubun hayranları tarafından büyük tepki görürken, sene sonunda gruptan ayrılmak zorunda kaldı..
Tekrar gitarist arayışına giren grup, bu sefer iki gitarist birden buldu; Phil Campbell ve Wurzel fakat maalesef Philthy’i kaybetmişlerdi.. Grupta açılan baterist boşluğu hemen Saxon’dan Pete Gill ile giderilirken grup bu sefer bir Okyanusya turuna çıkıyordu.. Grup, tur sırasında bu sefer de Bronze Records ile yollarını ayırdı.. 1984 yılında piyasaya çıkan, best of albüm No Remorse, firma için yapılan son çalışmaydı.. Bronze Records ile hukuki problemler yaşayan Motörhead yeni albüm yapamıyordu. Grup 10. yıllarına denk gelen bu seneyi turlarla, radyo-tv programlarıyla geçirdi..
1986 yılıyla beraber hukuki meselenin çözümlenmesiyle, yanlarına Bill Laswell’i de alıp stüdyoya koşan grup, yeni firmaları GWR için yaptıkları ilk albüm Orgasmatron’u kaydetti.. Motörhead tekrar iş başındaydı ve Donnington’da yapılan meşhur Monsters of Rock festivali de bu turların arasındaydı..
Motörhead ertesi sene albümler ve konserlerin dışında bir de filmde günerlerini gösterdi. Eat The Rich, bir İngiliz kara mizahı örneğiydi.. Grubun filmde görülmesinin yanı sıra Lemmy’e bir de rol verildi.. Grup aynı zamanda albümün soundtracklerini de kaydetti.. Film çekilmeye başlamadan kısa bir süre önce Pete Gill gruptan ayrılırken Philthy gruba dönüyordu.. 1987’nin sonlarına doğru “Rock ’N’ Roll piyasadaydı..
Grup, Alice Cooper’ın davetlisi olarak Amerika yollarına düşerken sene 1988’i gösteriyordu. Grup burada da bir konser albümü kaydederek “No Sleep at All”ı piyasaya çıkardı.. Bu sırada Lemmy biraz boş vakit yaratarak, yeni albümü için Lita Ford’la beraber “Can’t Catch Me” adlı şarkıyı, eski dostları Girlschool içinse “Head Over Heels” şarkısının sözlerini yazdı.. Grup seneyi Slayer’ın açılış grubu olduğu bir turla tamamladı..
1989 yılında ise Motörhead, ilk defa Brezilya ve Yugoslavya’ya konser vermeye gidiyordu. Lemmy. Nina Hagen’in albümünde bas gitar çalıp vokal yaparak seneyi tamamlıyordu. Grup, GWR ile mahkemelik olduğundan yeni albüm yapamıyordu.. Ertesi sene GWR ile problemlerini halleden Motörhead, WTG-Sony ile anlaşarak ilk büyük firmaya imzasını atmış oldu.. Batı Hollywood’a taşınıp Rainbow’a komşu olan grup, yeni bir muhteşem albüm için stüdyoya kapandı..
Motörhead’in yıllar sonra yaptığı en iyi albüm “1916”, 1991 senesinde piyasaya çıktı. Grup kendisine birkaç menajer daha bulduktan sonra “Operation Rock ‘n’ Roll” organizasyonunda Judas Priest ile sahne aldı.. Motörhead “The Tonight Show”a katılan ilk metal grubu olurken, Lemmy’de Ozzy Osbourne’nin “No More Tears” albümü için 4 şarkı yapıyordu..
1992 senesinin Grammy ödüllerine aday olan Motörhead ödülü Metallica’ya kaptırsa da Lemmy gayet keyifliydi.. Grup yeni stüdyo albümü “March and Die” için stüdyoya girerken, kadroda yine bir değişiklik oluyor, Philthy’nin yerine Mikkey Dee gruba katılıyordu.. Grup stadyum konserlerinin bir çoğunda Metallica, Guns’n Roses türevi gruplarla beraber sahne aldı..
Anlaşılmaz bir şekilde WTG, Motörhead ile olan anlaşmasını iptal etti.. Grup sinir ve hezeyan içinde “Bastards”ı kendi imkanlarıyla kaydederken dağıtım için ZYX ile anlaştılar fakat bu harika albüm bir türlü hak ettiği yere gelemedi. Gerçi her şeye rağmen “1916” ve “March or Die”den daha çok ilgi gördüğü kesindi.
1994 senesi oldukça zor, yorucu fakat bir o kadar da muhteşem turlara şahit oldu.. Black Sabbathla çıkılan tur, arkasından Ramones’le beraber headliner çıktıkları ve 45.000 kişiye çaldıkları Arjantin konserleri.. Grup bu turda, Ice T ve Ugly Kid Joe’dan Whitfield Crane ile bir araya gelerek, Airheads filmi için “Born to Raise Hell” şarkısını yeniden düzenledi.. Grup henüz bir firmayla anlaşamamış olmasına rağmen tekrar stüdyoya kapandı ve sıkı bir periyodun ardından ortaya “Sacrifice” çıktı..
Grubun 20. kuruluş yılı olan 1995 senesi bir çok kutlamaya ve bunun yanında kadro değişikliklerine sahne oldu.. Sacrifice albümünün kaydı biter bitmez Wurzel gruptan ayrıldı.. Motörhead tekrar 3 kişiydi fakat sahne performansları her zamankinden daha güçlüydü.. CMC gruba anlaşma teklif ederek “Sacrifice”yi kendi etiketiyle yayınladı. Yıl onunda ise tarihi bir parti oldu; Motörhead’in 20 ve Lemmy’nin 50. yaş günü kutlandı hatta Metallica da partiye katılarak Whisky’de Motörhead şarkılarıyla sahne aldı..
1996 senesinde artık geleneksel hale gelmiş dünya turunun ardından, grup başka bir şahesere imza atmak üzere tekrar stüdyoya kapandı.. Geçen 21 bir çok başarı ve nadiren de olsa başarısızlığa şahit oldu fakat Motörhead’i hiçbir güç durduramadı..